DSÖ uyarıyor: Bu dört sektör Avrupa’da yılda 2,7 milyon ölüme neden oluyor
Dünya Sağlık Örgütü’nün hazırladığı yeni rapor, Avrupa’daki bazı sektörlerin sağlığı olumsuz etkilediğini ve erken ölümlere yol açtığını ortaya koyuyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yeni raporuna göre tütün, ultra işlenmiş gıdalar yani üretim sürecinde ağır işleme tabi tutulan gıdalar, fosil yakıt endüstrisi ve alkollü içecekler Avrupa’da her yıl 2,7 milyon kişinin ölümüne neden oluyor.
Kıtadaki ölümlerin yaklaşık dörtte birinden bu sektörlerin “tamamen veya kısmen sorumlu” olduğunu ortaya koyan raporda şöyle deniliyor: “Bu dört sektör Avrupa’da her gün en az 7.000 kişiyi öldürüyor. Aynı büyük ticari kuruluşlar, halkı zararlı ürünlerden ve pazarlamadan koruyacak, sağlık politikasını da sanayiden koruyacaktır.” “Kendisini müdahaleden koruyacak düzenlemelerden de kaçınıyor.”
Rapor, ticari endüstrilere yönelik ciddi bir eleştiridir ve bu endüstrilerin halk sağlığı pahasına karlarını artırmak için pazarlama taktiklerini nasıl kullandıklarını detaylandırmaktadır.
Raporda ayrıca “Endüstriler kârları en üst düzeye çıkarmak, pazar güçlerini artırmak ve daha fazla büyüyebilecekleri en iyi ortamı yaratmak için benzer bir yaklaşım kullanıyor” ifadesine yer veriliyor.
DSÖ Avrupa, sağlıksız ürünlerin nasıl pazarlandığı, çıkar çatışmalarının önlenmesi ve tekellerle mücadele konusunda daha katı kurallar getirilmesi çağrısında bulunuyor.
Ticari endüstriler sağlığı nasıl etkiler?
Rapordaki verilere göre bölgede her yıl tütün 1,1 milyon kişinin ölümüne, alkol ise 420 binden fazla kişinin ölümüne neden oluyor.
Fosil yakıtlar bölgede her yıl yarım milyondan fazla ölüme neden olurken, işlenmiş et, sodyum, şekerli içecekler ve yüksek yağlı beslenme de bölgede her yıl yaklaşık 390.000 ölüme neden oluyor.
DSÖ, politikayı etkilemeye çalışan ticari aktörlerin kendilerini “ürünleriyle ilgili sağlık zararlarını ele almada hükümetlerin kilit ortakları” olarak sunduklarını ve dikkatleri ürünlerinin zararlarından başka yöne çekmeye çalıştıklarını söyledi.
Raporda verilen örneklerden biri de tütün şirketi Philip Morris International’ın Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında solunum cihazı bağışlaması oldu.
Başka bir vaka çalışmasında rapor, sektörün Estonya’da şekerli içeceklere uygulanan vergiye karşı çıkmak için nasıl bir halkla ilişkiler kampanyası yürüttüğünü ayrıntılarıyla anlatıyor.
“Sektörün taktikleri arasında hedefli pazarlama stratejileri yoluyla savunmasız insanları sömürmek, tüketicileri yanıltmak ve ürünlerinin faydaları veya çevresel özellikleri hakkında yanlış iddialarda bulunmak yer alıyor” dedi.
Raporu sunan Belçika Başbakan Yardımcısı ve Sağlık Bakanı Frank Vandenbroucke, açıklamasında şunları söyledi: “Sağlığa zararlı ticari aktörlerin, özellikle sağlığa zarar veren sektörlerin uygulamalarını düzenlemek konusunda mevcut çabalarımız hala yetersiz.” .
“Tüm yeni seçilen Avrupalı parlamenterlere ve politikacılara, bu sorunun boyutunun ve endüstri uygulamalarının halk sağlığı ve demokratik süreçlerimiz üzerindeki geniş kapsamlı etkisinin farkına varmaları çağrısında bulunuyorum.”
Avrupa’daki yiyecek ve içecek sektörünü temsil eden ve yapay tatlandırıcılı içecekler bölümünde adı geçen FoodDrinkEurope’un raporuna hızlı bir yanıt geldi.
Şirketin baş bilim sorumlusu Rebeca Fernandez, yaptığı açıklamada işlenmiş gıda tüketimini tütün ve fosil yakıt endüstrileriyle ilişkilendirmenin “sorumsuz ve son derece yanıltıcı” olduğunu söyledi.
Fernandez, “Hepimizin gıdaya ihtiyacı var ve hepimizin işlenmiş gıdalara ihtiyacı var” diyerek, DSÖ raporunun ultra işlenmiş gıdalara ilişkin “üzerinde mutabakata varılmış bir tanım” bulunmadığına işaret etmediğini de sözlerine ekledi.