Güncel Haberler

Abort Nedir? Abortus Nedir? Anlamları ve Kullanım Alanları

Tıp ve dil biliminde sıklıkla karşılaşılan bazı terimler, günlük hayatta pek bilinmese de önemli anlamlar taşır. Bu terimlerden biri abort kelimesidir. Latince kökenli olan bu kelime, özellikle tıbbi alanlarda kullanılırken, gündelik dilde de nadiren karşılaşabileceğimiz bir kelime haline gelmiştir. Abort ve abortus, benzer anlamlar taşıyan ancak farklı bağlamlarda kullanılan iki önemli terimdir. Bu yazıda, abort ve abortus kelimelerinin ne anlama geldiğini, hangi alanlarda kullanıldığını ve TDK’daki anlamlarını detaylandıracağız.

Abort Nedir?

Abort kelimesi, Latince “abortus” kökünden türemiş olup, en yaygın anlamıyla gebelik sürecinin erken sonlanması anlamında kullanılmaktadır. Tıbbi terminolojide abort, düşük ya da kendiliğinden meydana gelen gebelik kaybını ifade eder. Tıbbi müdahaleler sonucu gebeliğin sona erdirilmesi de yine abort terimi ile ifade edilir. Modern tıpta, abort terimi bazen cerrahi ya da medikal yöntemlerle gebeliğin bilinçli olarak sonlandırılmasını, yani kürtajı ifade edebilir.

Bu terim aynı zamanda farklı bağlamlarda da kullanılabilir. Örneğin, bilimsel projeler veya teknolojik süreçler için “abort” kelimesi, bir işlemin ya da operasyonun erken sonlandırılması anlamında kullanılır. Özellikle havacılık ve uzay mühendisliğinde, bir fırlatma işleminin güvenlik nedeniyle durdurulması “abort” kelimesiyle tanımlanır.

Abortus Nedir?

Abortus, tıp dünyasında düşük anlamına gelir. Daha spesifik olarak, gebeliğin 20. haftadan önce sona ermesi ve ceninin yaşama yetisi kazanmadan rahim dışına atılması anlamını taşır. Abortus kelimesi genellikle gebelik kayıplarını tanımlamak için kullanılır. Tıbbi literatürde, abortus terimi spontan (kendiliğinden) ve indüklenmiş (müdahale sonucu) olmak üzere iki farklı kategoride değerlendirilir.

  • Spontan Abortus: Kendiliğinden gelişen düşük olaylarını ifade eder. Gebeliğin doğal seyri içinde meydana gelen bu durum, cenin gelişiminin durması, genetik faktörler veya annenin sağlık durumuyla ilgili problemler sonucu oluşabilir.
  • İndüklenmiş Abortus: Tıbbi ya da cerrahi müdahale ile gebeliğin sonlandırılması anlamını taşır. Bu durumda, kürtaj işlemi uygulanarak gebelik sonlandırılır.

Türk Dil Kurumu (TDK) Abort ve Abortus Anlamı

Türk Dil Kurumu’na göre, abort kelimesi “başarısızlıkla sonuçlanan girişim” veya “yarıda kalan süreç” anlamına gelir. Abortus ise “düşük” kelimesinin tıbbi karşılığı olarak tanımlanır.

Abort ve abortus kelimeleri, özellikle tıp dünyasında önemli bir yere sahiptir ve gebelik süreçleri ile ilgili durumları ifade ederler. Her ne kadar bu kelimeler tıbbi bağlamda kullanılsa da, abort kelimesi bazen farklı teknik süreçlerde de kullanılabilir. Gebeliğin doğal ya da müdahale sonucu sonlanması anlamına gelen bu terimler, insan sağlığı ile ilgili kritik durumları tanımlar. Bu yüzden doğru anlaşılması ve kullanılması son derece önemlidir.

 

Abort Riski Nedir?

Abort riski, bir hamilelik sırasında düşük yapma olasılığını ifade eder. Gebelik sürecinde çeşitli faktörler, ceninin gelişiminin durmasına veya gebeliğin sona ermesine neden olabilir. Abort riski, özellikle hamileliğin ilk üç ayında daha yüksektir. Tıbbi olarak, düşükler genellikle 20. gebelik haftasından önce gerçekleşir ve bu süreçteki birçok etken abort riskini artırabilir. Abort riski, her kadının sağlık durumu ve hamilelik sürecinin farklılıklarına göre değişiklik gösterebilir.

Abort riskini artıran bazı faktörler şunlardır:

  • Genetik Anomaliler: Ceninde meydana gelen kromozomal bozukluklar, gebeliğin erken sonlanmasına neden olabilir. Bu, spontan abortusların en yaygın nedenlerinden biridir.
  • Anne Sağlığı: Diyabet, tiroid hastalıkları, bağışıklık sistemi bozuklukları ve bazı enfeksiyonlar gibi anne sağlığıyla ilgili problemler abort riskini yükseltebilir.
  • Yaş: Anne adayının yaşı önemli bir faktördür. 35 yaş üstü kadınlarda düşük yapma riski daha yüksektir.
  • Hormonal Problemler: Progesteron gibi gebeliğin devamını sağlayan hormonların yetersizliği de abort riskini artırabilir.
  • Rahim ve Plasenta Sorunları: Rahim şekil bozuklukları veya plasentanın düzgün yerleşmemesi düşük olasılığını yükseltebilir.
  • Dış Faktörler: Stres, aşırı sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı gibi dış etkenler de abort riskini artırabilir.

Abort Neden Olur?

Abort (düşük) çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Genetik, çevresel ve tıbbi faktörler bu nedenler arasında yer alır. Spontan abortuslar genellikle vücudun, sağlıklı olmayan ya da gelişiminde sorun olan bir cenini doğal bir süreçle sonlandırmasından kaynaklanır. İşte abortun olası nedenleri:

  1. Genetik Faktörler: Gebeliğin erken evrelerinde meydana gelen spontan düşüklerin büyük bir kısmı kromozom bozukluklarından kaynaklanır. Bu bozukluklar ceninin normal gelişimini engeller ve gebeliğin sonlanmasına neden olur.
  2. Hormon Düzensizlikleri: Hamilelik sırasında progesteron hormonu yeterli miktarda salgılanmadığında, rahim içi duvarın yeterince kalınlaşmaması ve embriyonun tutunamaması gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bu da düşük yapma riskini artırır.
  3. Enfeksiyonlar: Özellikle hamilelik sırasında geçirilen ciddi enfeksiyonlar, cenin üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bu enfeksiyonlar düşük riski ile sonuçlanabilir.
  4. Anne Sağlığı: Kronik hastalıklar (diyabet, hipertansiyon, tiroid hastalıkları), otoimmün bozukluklar veya rahimle ilgili yapısal problemler düşük yapma riskini artırabilir.
  5. Çevresel Etkenler: Alkol, sigara, uyuşturucu kullanımı ve aşırı kafein tüketimi gibi zararlı maddeler düşük riskini artıran faktörlerdendir.
  6. Travma veya Stres: Şiddetli travmalar, aşırı stres veya kazalar da aborta yol açabilir. Bu durumlarda vücut, ceninin gelişimini destekleyemeyebilir.

Abort Oranı Nedir?

Abort oranı, dünya genelinde farklılık gösterebilmekle birlikte, gebeliğin ilk döneminde düşük yapma olasılığı %10 ile %20 arasında değişir. Bu oran, özellikle hamileliğin ilk 12 haftasında yüksektir. Bazı araştırmalar, gebeliklerin yaklaşık %15-20’sinin ilk üç ay içerisinde spontan abort ile sonuçlandığını göstermektedir.

  • İlk Trimester (0-12 Hafta): Abortların %80’inden fazlası gebeliğin ilk 12 haftasında meydana gelir. Bu dönem, ceninin organlarının oluştuğu ve en hassas olduğu evredir.
  • İkinci Trimester (13-20 Hafta): İkinci trimesterde düşük yapma oranı daha düşük olup, %1-2 civarındadır. Ancak bu dönemde de düşükler gerçekleşebilir ve genellikle tıbbi bir sorundan kaynaklanır.

Bu oranlar, anne adayının yaşı, sağlık durumu, önceki gebelik geçmişi ve diğer tıbbi faktörler göz önünde bulundurulduğunda değişebilir. Özellikle 35 yaş üstü kadınlarda abort oranı daha yüksek olma eğilimindedir.

Abort Ne Zaman Yapılır?

Abort, yani gebeliğin sonlandırılması, çeşitli tıbbi nedenler ve kişisel tercihlere bağlı olarak yapılabilir. Abortun yapılma zamanı, gebeliğin hangi aşamasında olduğuna ve yasal düzenlemelere göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak abort, gebeliğin ilk 12 haftasında güvenli bir şekilde gerçekleştirilebilen bir işlemdir. İşte abortun yapılabileceği başlıca durumlar:

  1. Tıbbi Zorunluluklar: Eğer gebelik, annenin sağlığını tehdit ediyorsa veya ceninde ciddi gelişim bozuklukları tespit edildiyse, tıbbi zorunlulukla abort yapılabilir. Bu durumlarda, annenin hayatını korumak veya ceninin yaşayamayacak kadar ciddi anormalliklere sahip olduğu durumlarda gebelik sonlandırılabilir.
  2. Spontan Abortus (Düşük): Kendiliğinden gerçekleşen bir düşük durumunda, vücut gebeliği tamamlayamaz ve cenin rahim dışına atılır. Ancak düşük sonrası bazı durumlarda rahimde kalan parçalar temizlenmediğinde, tıbbi müdahale gerekebilir. Bu tür vakalarda da abort işlemi yapılabilir.
  3. İsteğe Bağlı Sonlandırma: Bazı ülkelerde, gebelik belirli bir haftaya kadar kadının isteğine bağlı olarak sonlandırılabilir. Bu süre genellikle 10-12 hafta ile sınırlıdır, ancak yasal düzenlemeler ülkeden ülkeye değişiklik gösterir. İsteğe bağlı abort, çoğunlukla cerrahi yöntemler veya ilaçla yapılabilir.

Abort işlemi, gebeliğin ilerleyen haftalarında yapılmak zorunda kalınırsa (örneğin, 20 haftadan sonra), bu durum genellikle tıbbi bir zorunluluğa dayanır ve “geç dönem abort” olarak adlandırılır. Bu tür durumlar, annenin hayatını tehlikeye atan ya da fetüsün yaşamla bağdaşmayan durumlarını içerir.

abort
abort

Düşükten Sonra İçerde Parça Kalırsa Ne Olur?

Düşük (spontan abort) sonrası rahimde parçaların kalması, tıbbi bir komplikasyon olarak “incomplete abortion” (tamamlanmamış düşük) olarak adlandırılır. Bu durum ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Eğer düşük sonrası rahimde cenin veya plasentaya ait doku parçaları kalırsa, aşağıdaki komplikasyonlar ortaya çıkabilir:

  1. Enfeksiyon Riski: Rahim içinde kalan dokular, ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Bu durum genellikle yüksek ateş, karın ağrısı, kötü kokulu vajinal akıntı ve titreme gibi belirtilerle kendini gösterir. Tedavi edilmezse, enfeksiyon rahim dışına yayılabilir ve sepsis gibi hayatı tehdit eden durumlara yol açabilir.
  2. Ağrı ve Kanama: Rahimde kalan parçalar, sürekli bir rahatsızlık ve şiddetli kanamaya neden olabilir. Rahmin kendini tamamen temizleyememesi, kanamaların uzun süre devam etmesine yol açar ve bu durum kan kaybına neden olabilir. Aşırı kan kaybı, vücutta ciddi sonuçlara yol açabileceği için acil müdahale gerektirir.
  3. Rahimde Yapışıklıklar (Asherman Sendromu): Rahim içinde kalan doku parçaları temizlenmediğinde, rahimde yapışıklıklar oluşabilir. Bu durum, rahmin iç yüzeyinde yara dokusunun oluşmasına ve yapışıklıklara neden olur, bu da sonraki gebeliklerde sorun yaratabilir ve kısırlığa yol açabilir.
  4. Tıbbi Müdahale Gereksinimi: Düşük sonrası rahimde parça kaldığı şüphesi varsa, genellikle bir ultrason yardımıyla durum tespit edilir. Eğer parça tespit edilirse, rahmi temizlemek için bir müdahale gerekebilir. En yaygın kullanılan yöntemlerden biri küretajdır. Küretaj işlemi, rahimde kalan dokuların cerrahi olarak temizlenmesi anlamına gelir ve genellikle hızlı ve etkili bir çözümdür.

Sonuç olarak, düşük sonrası rahimde parça kalması ciddi komplikasyonlara yol açabileceği için, düşükten sonra herhangi bir olağandışı belirti fark edilirse hemen tıbbi yardım alınması önemlidir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu